Newgrange, İrlanda’nın Meath kasabasında Boyne nehrinin kıyısındadır. Başkent Dublin’in 48 km. kuzeyine düşmektedir. 1699′da bina yapımında kullanmak üzere taş ararken keşfedilen Newgrange, mağara diye nitelendirilmişti.
O sıralarda Danimarkalılara atfedilmiş, Hıristiyan dönemin ilk yüzyıllarında yaşayan Tara krallarına türbe olarak hizmet etmiş, hatta Mycenae (Girit-Mikene krallığı) deki arı kovanı mezarlarının bir uzantısı olarak görülmüştür. Aslında Mycenae’den, hatta Stonehenge ve Mısır piramitlerinden daha eskidir.
İrlanda edebiyatında Boyne’un ikametgahı olarak nam salan Newgrange, M.Ö. 3200′lerde yapılmış bir “pasaj mezar”dır. Burası, yine Neolitik çağ (cilalı taş çağı) insanının nasıl bir teknolojik yeterlilik ve yetkinliğe (!) sahip olduğunu gösteren ilginç bir yerdir. Boylu boyunca ve tavanında harika monolitlerin (büyük boyutlu tek parça taş) uzandığı, 91 cm. genişliğinde ve 16,7 m. uzunluğundaki bu pasaj, üç kollu bir odaya açılır. Pasajın ön kısmındaki 1,5 m. yükseklik, odanın girişinde 3 m. ye ulaşır. Hem oda, hem de pasajın, 200.000 ton gevşek taştan oluşan bir taş yığını ile örtüldüğü saptanmıştır. (Atalarımız, yine inanılmaz rakamlarla bizi şaşırtmaya devam ediyor).
Newgrange’a dair hala cevaplanmamış sorular vardır; Böylesine titizlikle inşa edilmiş bir yapıda, neden sadece dört insan kalıntısı bulunmuştur. Üstelik bunların kaldırılıp taşınmadığı, buraya ‘sürüklendiği’ anlaşılmıştır. (Burası gerçekten mezar olarak mı inşa edilmiştir?) Kimler yaptı? Yapımı ne kadar sürdü? Yapımında kaç kişi çalıştı? Bilinmemektedir.. Ancak Newgrange araştırmacısı Profesör O’Kelly’nin bulguları oldukça ilginçtir. Pasaj, kış dönencesinde (21 Aralık) doğan güneşin pasajdan içeri süzüleceği şekilde tasarlanmıştı. Yılın sadece bu döneminde, bir hafta kadar süren bir süre boyunca, güneş ışığı çatıda açılan ufak bir delikten içeri süzülüyor, ‘mezar odası’ olduğu sanılan(!) odaya düşüyor. (Mısır piramitlerini hatırladınız mı? Orada da güneşle aynı oyun oynanıyor, güneş yılda iki kez firavun odasına giriyordu) Newgrange’ın astronomiyle doğrudan ilgili olduğu anlaşılmakta. Ama bunu söyleyen uzmanlar, dönüp, o çağda insanların cilalı taş çağını yaşamakta olduklarını iddia etmekteler. Hangisine inanacağız? Eğer insanlar o sırada ‘cilalı taş çağını’ yaşıyorlarsa, Newgrange, Stonehenge ve daha pek çok yapıyı, insanlar yapmamış demektir. Yok, insanlar yapmışsa, o zaman da ‘cilalı taş çağı’ bilgisi yanlıştır. Anlaşılan, 5000 yıl önceki atalarımız böyle ilginç yapılar yapmayı çok seviyorlarmış. Çünkü, İskoçya’daki Orkney Adalarında M.Ö. 2700 lerde yapılan Maes Howe türbesinde de aynı şey karşımıza çıkıyor. Yine yılın en kısa gününde, kış dönencesinde, (21 Aralık) güneş bu türbenin kapısından geçip, büyük odanın arka duvarına birkaç dakikalığına vurmakta. Ancak burada doğan güneş değil, batan güneş bu işi yapıyor. Bu da, bu yapıları yapanın gerçekten astronomi bilgilerine sahip olduğunu gösteriyor.
İlkbaşlarda mezar olduğu düşünülen bu yapının daha sonra daha çok bir tapınak olduğu kanısına varıldı.
Ayrıca yapılan son araştırmalarda 8 senede bir kere Güneşin doğumundan yarım saat önce Venüs gezegeninin de yapının girişinden içerisini aydınlattığı saptanmış.
0 yorum: