2 Nisan 2015 Perşembe

Değişen Gerçeklik Algısı

By Unknown  |  01:20 No comments

525600 sayısının bir anlamı var mı? Çoğumuz için cevap hayırdır. Bir yerlerde karşılaşmış olanlar, hatırlamaya çalışır. Buldunuz, bulamadınız, 24x60x365 yaşadığımız bir yıldaki dakikalardır. Bir an önce bitse, geçse dediğimiz, bazen hiç sonu gelmesin istediğimiz zaman parçacığı.



Üzüntülü sıkıntılı olduğumuzda geçmek bilmeyen, mutlu olduğumuzda nasıl geçtiğini anlamadığımız sürsün istediğimiz zaman. Yeni başlayan yılın kim bilir kaçıncı dakikasında, bu satırları okuyorsunuz. Bir şeylerin değiştiğini gözlemlemeye başlamanın, yeniye kucak açmanın zamanı, şimdidesiniz. Geride bıraktığımız yıl, güzel veya değil ne getirmiş olursa olsun bitti. Şimdi elde kalanlarla ve geleceklerle birlikte yeni bir yoldayız. Hiç kimse bu yeniyolu sizin için konuşlandıramaz. Her şey kişinin kendi gücünde gizlidir. Herkes her istediğini başarma gücüne sahiptir. Bu, kişinin maddi ve manevi gücünü teslim ettiği veya paylaştığı diğerleriyle, doğrudan ilişkilidir.

Bilinç; kişinin kendisine, diğerlerine, çevresine ve içinde yaşadığı iç ve dış dünyaya ilişkin genel farkında olma halidir. Bir hipoteze göre; bilinç tamamen fiziksel/somut/maddi bir kavramdır ve zaman olarak yaklaşık 0.1 saniye, mesafe olarak 10ˉ15 metre ve enerji olarak 10ˉ15  Joule seviyelerinde var olur ve çalışır. Dolayısıyla fiziksel olarak kuantum fiziği alanı içindedir ve kuantum fiziği ilkeleri ve yasaları kullanılarak çözümlenebilir. (Erol M. Schrödinger Equation and Function: Basics and Concise Relations with Consciousness/mind, NeuroQuantology, (2010), 8(1), p.p.101-109.)

Bilim alanında gözlem ve deneyle test edilerek ortaya konabilen, düşünceyi dile getiren yargının gerçek ile uyuşmasını veren doğru olgusu, felsefe ve metafizikte, tutarlılık, sağlam kanıt ve gerekçelere ve de mantık ilkelerine uygunlukla ortaya çıkar. Fiziksel dünyada bilinçten bağımsız nesnel olarak var olana gerçek denir. Felsefede gerçekliğin bilimde olduğu gibi tek ve kesin bir tanımı yoktur. Kuantum mekanikleri; madde ve ışığın, atom ve atom altı seviyelerdeki davranışlarını inceler. Bilim insanı De Broglie; “mikro evrende bütün tanecikler eş zamanlı olarak dalga karakteri taşırken, dalgalarında eş zamanlı olarak tanecik karakteri gösterdiğini deneylemiştir. Dalga özelliği gösteren parçacıklar, elektron, proton, nötronlar ve atomik boyuttaki kâinatın yapı taşları nasıl oluyor da tüm maddeleri meydana getiriyorlar? Hem dalga hem parçacık olabilen bu yapı taşları neye göre parçacık, neye göre dalga oluyorlar? Gözleyen olduğunda? Ölçüm yapıldığında, gözlenen durum, fiziksel gerçeklik olarak ortaya çıkar, yani bir gözleyene göre durum değişikliği gerçekleşir. Gözleyenin, karar aşamasında bilincin önünde olasılıklar varken, karar aldıktan sonra fiziksel gerçeklik var olarak, diğer olasılıklar ortadan kalkar. Kuantum dolanıklık, (EPR (Einstein Podolski Rosen) paradoksu); iki veya daha fazla kuantum sisteminin mesafeden bağımsız olarak ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar eş zamanlı olarak birbirleriyle iletişimde olduklarını söyler.

Dolanıklık içinde olan iki farklı elektron yerine, iki farklı bilinç olduğu düşünüldüğünde, bu iki bilincinde, ayrı olmalarına rağmen, birbiriyle dolanıklık (bağlılık, iletişim) içinde oldukları söylenebilir. Duyusal bilginin, alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesiyle algılarımız oluşur. Algı; öğrenme, dikkat, hafıza ve beklentiyle şekillenir ve çoğunlukla bilinçsel farkındalığın dışında gerçekleşir. İlk kez Amerikan ordusu tarafından uygulanmaya başlayan ve hızla tüm sektörlere yayılan algı yönetimi eylemleriyle, toplumların her bireyi bir çeşit saldırı altındadır. Bireylerin duygu, güdü ve muhakeme gücünü; kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmek için, yanlışlar, yalanlar ve kandırmacalar, doğruymuş, iyiymiş gibi sunulur. Bunun için tüm iletişim araçları kullanılır. Bir reklam, tanıtım, söyleşi, haber veya bir sohbetle başlayabilir değişim ve dönüşüm. Bu, kuantum mekanikleri dolanıklığıyla birlikte düşünüldüğünde, farkındalığın ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarır. Bilinç ve zihnin saf ve farkındalığın yüksek olması, algı yönetimi yani bir çeşit bilinçsiz teslimiyet boyutunda, algıda seçiciliği getirecektir. Böylelikle; doğru ile yanlış, gerçek ilahi olanla, sahte mürşitler birbirinden kolayca ayırt edilecektir.
Yazar: Ümit Çilingiroğlu

Paylaş:

0 yorum:

© 2014 Bilgilendirin!. WP themonic converted by Bloggertheme9. Powered by dunyada baris.
Yukarı